Keratokonus konusunda uzman bir isim: Dr. Efekan Coşkunseven

Keratokonus konusunda uzman bir isim: Dr. Efekan Coşkunseven

Başımdan geçen keratokonus hikayemi paylaşayım istiyorum.

Okuyacağınız bu metin bir doktorun veya bir hastanenin reklamını yapmak için yazılmış bir metin değildir.

Tam aksine, bu hastalıkla hiç beklemediği bir anda yüzleşmiş ve doğru tedavi yöntemini bulmuş birinin, yani benim, bizzat yaşadıklarımdan ibarettir.

Umarım paylaşımım, bu hastalıkla karşılaşan ve ne yapması gerektiğini bilmeyen insanlar için de bir yol gösterici olur.

İlk okul yıllarımdan beri gözlerimdeki miyop rahatsızlıktan dolayı gözlük kullanıyorum. Artık lens mi taksam acaba diye düşünmeye başladığım zaman 24 yaşımdaydım.

Güncel göz numaralarımı öğrenmek için doğruca bir göz hastanesine gittim. Şimdilerde adını bile anmak istemediğim İstanbul Aksaray’da eski İski binasının yakınlarında bulunan o rezil hastanenin kapısından içeri girdim…

Gözüme takılan merceklerle 2 dakika içerisinde muayenemi oldum, numaralarımın yazılı olduğu reçeteyi alıp, doğruca optikçide aldım soluğu.

Lens takacağım ya, nasıl heyecanlıyım…

Lensleri aldım, kullanmaya başladım. Fakat hiç beklediğim gibi rahat değildi. Gözümde ciddi bir batma vardı. Lensleri aldığım mağazaya gittim, durumu anlattım. Lensleri değiştirelim dediler, yeni bir paket lens verdiler.

Fakat değişen bir şey olmadı. Gözlerim yine batıyor. Ben de ısrarla takmaya devam ettim. O günün akşamında gözlerim bulanıklaşmaya başladı. Fena bir baş ağrısı, etrafı görememe sorunu, gözümde ciddi bir batma.

Lensleri çıkardım ve gözlerimi 1 gün dinlendirdim. Ertesi gün bulanıklaşma düzelince doğruca gözlük numarası aldığım o illet hastaneye gittim. Durumu doktora anlattım.

Beni bir teste daha soktu ve sonucunda aynen şu tepkiyi verdi;

– “OoOoo sende keratokonus var!”
– Eee yani?
– Yani gözlerini kaybedebilirsin. Bunun sonu körlüğe kadar gider, kornean sorunlu. Hemen 4. kata çık, X hanım var orada gerekli bilgileri versin.

O an nasıl bir şok yaşadığımı, dizlerimin bağının nasıl çözüldüğünü, içimi nasıl bir korku kapladığını yazıya dökebilmem mümkün değil.

Karşınızda, kendisine doktor denilen, size gözlük numarası yazarken, “lens alabilir miyim” diye sormanıza rağmen hiçbir teste sokmamış, yaşadığınız bir dizi olaydan sonra zahmet edip test yapmış ve suratınıza suratınıza “kör olacaksın” diyen bir adam var.

Aklımda uçuşan bir ton soru ile hastanenin 4. katındaki X hanıma çıkıyorum. Başlıyor anlatmaya. “Keretokonus şöyledir, böyledir, göz kaybı ne yazıkki büyük ihtimalle kaçınılmazdır v.s v.s v.s..”

Peki diyorum sonuç?

Korneanın altına bir lens yerleştirmemiz gerekiyor, şöyle yapmamız gerekiyor, o da işe yaramazsa kornea nakli, böyle olması gerekiyor, acele etmeniz gerekiyor ve toplam şu kadar bin dolar gibi de bir maliyet çıkar.

Evraklarımı alıp odadan çıkıyorum. Ama nasıl çıktığımı bir de bana sorun. Böyle bir yıkım yok…

Düşünsenize, gördüğünüz herşeyin ve herkesin, sevdiklerinizin simalarını kaybedeceğinizi söylüyorlar…

O gün o hastaneden çıktım. Geldim eve, oturdum bilgisayar başına.

Yıl 2008. 56 Kbps modemle yurtiçi, yurtdışı, Türkçe, İngilizce bulabildiğim ne kadar hastane sitesi, doktor sitesi, sağlık sitesi varsa altını üstüne getirdim.

Bu araştırma sürecim 2-3 gün kadar sürdükten sonra, Türkiye’de keratokonus konusunda uzman bir ismin olduğuna kanaat getirdim; Op. Dr. Efekan Coşkunseven.

Hemen Dünyagöz Hastanesi Etiler Şubesi’nden randevumu alıp muayeneye gittim. Gittim diyorum, şimdi bu kadar kolay çıkıyor fakat, gidene kadar akılda binbir türlü soru.

Efekan Bey beni görmeden, gözümde daha ne olduğunu dahi paylaşmadan bir dizi testten geçtim. Bir önceki gittiğim hastanede görmediğim türde cihazlar v.s…

Sonrasında bir bayan doktor uzun uzun gözlerimi muayene etti. Kendisine durumu tedirginlik içinde anlattım. Hiç telaş etme, Efekan Bey en doğru bilgiyi verir ve ona göre yönlendirme yapar dedi.

Son olarak Efekan Bey odasına davet etti. İçeri girdim, evraklarımı verdim. Aldı, inceledi. “Cüneyt keretokonusun var, kontrol altında tutacağız, bakacağız, gözleyeceğiz, düzenli muayeneye geleceksin” dedi.

Yanımda bulunan diğer hastanenin evraklarını çıkardım, “hocam ama bunlar hemen ameliyat dediler” dedim.

Hiç unutmuyorum, çok sakin şekilde, “paran çok nereye harcasam diye mi düşünüyorsun” dedi. “Hayır” dedim. “O zaman gözlerine dikkatli bakacaksın, rahatsızlığın ameliyatlık bir düzeyde değil, göze öyle ilk muayenede bıçak sürülmez” dedi.

O an, içimde nasıl bir sevinç, nasıl bir mutluluk. Aman Ya Rabbi…

Şimdi 31 yaşındayım ve halen Dünyagöz Levent Şubesi’nde Op. Dr. Efekan Coşkunseven’in kontrollerine gidiyorum.

Doktor var, doktor var…

O gün bugündür; gözünde rahatsızlık olanlara, hatta yav acaba bir okuma gözlüğü mü alsam diye düşünen eşime dostuma Efekan Bey’i öneriyorum.

İşini seven, mesleğini seven, dolayısı ile hastalarını seven ve yaşam standartlarını yükseltmek için gayret eden, dünya çapında isim yapmış, odasına girdiğinizde gözünüzle alakalı bütün korkularınızdan sizi sıyırıp alan bir doktor Efekan Bey.

Eğer keratokonus gibi bir rahatsızlığınız var ve araştırmasını yaparken bu sayfaya ulaşıp, bu makaleyi okuduysanız, önce bir sakin olun. Bütün tedirginliklerinizi bir kenara bırakın, derin bir nefes alın. Size kimler ne dedi bilmiyorum ama, korkacak bir durum olmadığının farkına varın.

Ve telefonunuzu elinize alıp, Efekan Bey’den bir randevu alın…

Sağlıklı günlerimiz olsun…

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir